top of page

Madalyonun İki Yüzü: Angelica Rozeanu'nun Hayatı

Masa Tenisi sözlük ailesini takip eden ve yazımı okuyan herkese selamlar, bu sayfadaki ilk yazımı keyifle okumanızı diliyorum.


Bugüne kadar Masa Tenisi camiasında bulunduğum süreç içerisinde, Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi Masa Tenisi sporcusunun kim olduğu sık sık konuşulan bir konuydu. Artıları, eksileri, birçok yönüyle bir sürü sporcunun ismi geçer ve bu sohbetlerde genellikle öne çıkan isimler Waldner gibi idol sporcular olurdu.


Ancak, bu sohbetlerde veya internetteki arşivlerde gündeme gelmeyen bir isim, ITTF’in de basın editörlerinden biri olan Ian Marshall tarafından kaleme alınan kitapla tekrar konuşulmaya başlandı. Sadece Romanya’nın Masa Tenisi kültürü için değil, Dünya Masa Tenisi için inanılmaz bir iz bırakan efsane şampiyon Angelica Rozeanu’nun hikayesi gerçekten eşine az rastlanır bir örnek.


Dünya Masa Tenisi Şampiyonaları tarihinde 6 kez üst üste Ferdi Kadınlar Dünya Şampiyonu olan, Dünya Şampiyonalarında toplam 30 tane madalya(17’si Altın Madalya) kazanan efsanenin hayatını anlatan “Angelica Rozeanu’nun hayatı – Büyük Zaferler, Büyük Acılar” , madalyonun iki yüzünün de uçlarda yaşandığı bir hayatı gözlerimizin önüne seriyor. Kitapta sporcunun spora başladığı günlerden, kariyerindeki kırılma noktalarına, Asya’nın Masa Tenisindeki hâkimiyetini arttırdığı dönemlerin başlangıcından, Angelica’nın İsrail’e taşınmasına kadar çok enteresan hikâyeler yer almakta.


18 yaşındayken salonlara girişi tam 5 yıl boyunca etnik kimliği (Yahudi) nedeniyle yasaklanan sporcu, kariyeri boyunca ülkesinin yönetiminden dolayı yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen sporu bırakmıyor ve savaşmaya devam ediyor. Bu aranın ardından çalışmalarına devam eden ve 1948 yılında Paris’te yapılan Dünya Şampiyonası’na katılan sporcu, bu turnuvada tarihi bir olay yaşıyor. Yarı final müsabakasında Macaristanlı Gizi Farkas ile karşılaşan sporcu, o dönem 21’lik setlerin olduğu müsabakada setler 2-2 iken bir kural hatası yaşanıyor. Günümüzdeki hızlandırılmış set kuralı, bir setin 10 dakikadan uzun sürmesinin ardından başlıyor, bu süre 1940’lı, 50’li yıllarda 20 dakika olarak uygulanıyor. Bu müsabakada ise maç o kadar hararetli oluyor ki son set 27 dakika sürüyor ve bu kuralın uygulanması unutuluyor. Son seti Angelica 29-27 kaybetse de bu kural uygulanmadığı için Jüriye itiraz yapılıyor. Jürinin toplantısının ardından, maçın ertesi gün tekrar sabah 10.00’da oynanması kararı çıkıyor. Ancak, Macar sporcu saat 16’ya


kadar sahaya inmiyor ve Macar sporcu sahaya indiğinde oynanan maçı 3-0 kazanıyor.

Bu kritik maçın ardından kendini tamamen antrenmanlarına veren sporcu, 1949 yılında Romanya Dünya Şampiyonası’na katılmamasına rağmen, 1950 yılındaki Dünya Şampiyonası Altın madalyasıyla başlayan ve 1955 Dünya Şampiyonası’na kadar süregelen serisine başladı. Bu 6 yıl süresince Avusturya, Belçika, Çekoslavakya, İngiltere, Macaristan, Japonya, Romanya, İskoçya, Amerika ve Galler’in sporcuları Ferdi Kadınlar Dünya Çeyrek Finalini görseler de, Angelica’nın zaferlerine karşı koyamadılar.


Masa Tenisinin günümüze kadar gelen tarihinde, bürokratik girişimler de önem arz etmiş ve etmeye devam etmekte. 1971 yılında Çin ve A.B.D. arasındaki “Ping Pong Diplomasisi” en bilindik olanı olsa da, bundan yıllar öncesinde Çin, o dönem dünyaya damgasını vuran Romanya Masa Tenisi ekibi ile ilişkilerini sıklaştırmış ve bir bilgi kaynağı olarak Romanya’ya daha sık uğramaya başlamıştı. Soğuk Savaş dönemi olarak adlandırabileceğimiz dönemde ise Romanya Milli Takımı özel olarak Pekin’e davet etmiş ve ekip bizzat Çin Devlet Başkanı Mao Zedong tarafından karşılanmıştı. Bu ziyaretler karşılıklı olarak gerçekleşmiş ve Romanya net zaferler elde etmişti, ancak Çin bu ziyaretlerin faydasını 1959 Dünya Masa Tenisi Şampiyonası’nda Rong Guotan’ın altın madalyayı kazanmasıyla görmüştü. Bu madalya, Çin’in herhangi bir spor branşındaki ilk Dünya Şampiyonluğu madalyasıydı.


Elbette spor branşında hayallerin ötesinde başarıların gelmesi çok özel bir şey olsa da, Angelica özel hayatında farklı sebeplerden dolayı çok büyük zorluklar yaşamış. 1945 yılında Lulu Rozeanu ile evlenen Angelica, Romanya’da yaşayan bir Yahudi olarak o dönem çok ciddi bir baskı görmüş. Eşi ülkeden ayrılmak istediği için aylarca tutuklu kalan, attığı her adım devlet görevlileri tarafından takip edilen Angelica’nın katıldığı turnuvalarda diğer sporcularla konuşmasının bile kısıtlandığı, maç haricinde her daim bir güvenlik görevlisinin eşlik ettiği ifade ediliyor. Eğer bu kısıtlamalara uymazsa, sporcunun hiçbir şampiyonaya götürüleceği de verilen bilgiler arasında. Hatta Romanya Milli Takımının yurtdışına gittiği maçlarda, bir otelde değil, Romanya Büyükelçilik veya Konsolosluk binasında kaldığı kitapta belirtilmekte.


Bütün bunlara rağmen, 1957’de gerçekleşen Dünya Şampiyonası’nda takımlarda elde edilen Dünya 2.liği başarı olarak görülmeyen Angelica, sonraki süreçte ağır cezalar alıyor ve eşiyle ayrılmak zorunda kalıyor. 1960 yılındaki Avrupa Şampiyonası’nda ise Viyana’ya geçen sporcu, eski rakiplerinden Trude Pritzi’nin yanında bir süre kalıyor ve İsrail’e kaçıyor.

İsrail’deki erkek egemen Masa Tenisi oluşumunda barındırılmayan efsane ismin değeri sonradan anlaşılsa da, 21 Şubat 2006 tarihinde kendisi hayata veda ediyor.


Etkileyici bir hayat hikayesini daha derin detaylarıyla anlatan, günümüzdeki neredeyse tüm Masa Tenisi Yöneticilerinin Angelica’ya dair saygı dolu sözlerini içeren, sporcunun geçmiş maç sonuçlarına varana kadar etkileyici bir arşivi gözler önüne sunan kitabın geliri ITTF Vakfına sunuluyor ve kitaba katkı sunan kişiler de kitabın sonunda yer alan bölümde onure ediliyor, ki adımı bu bölümde görmek gerçekten benim için de hoş bir sürpriz olmuştu.


Masa Tenisi, dünyadaki bir çok insan için iki raket ve bir toptan ibaret olabilir. Ancak bu küçük topun ardında bir Dünya dönüyor, yüzlerce insan, binlerce anı ve çok güçlü bir spor kültürü var. Bu kültürün önemli isimlerinden Angelica Rozeanu ile bu kadar geç tanıştığım için üzgün olsam da, en azından kendisini Türk Masa Tenisi severlere tekrardan hatırlatmaktan dolayı mutluyum. Kitaba dair bilgi için ise bana ulaşabilirsiniz.


Saygılarımla,

Samet Polat

473 görüntüleme3 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Post: Blog2_Post
bottom of page